Osman Ağa ve gönüllü arkadaşlarının Artvin ve çevresini Rus işgalinden kurtarmak için cepheye gitmesinden on altı gün sonra sonra, Giresun’dan Şarıkamış’a 3 bin kişilik Giresun Alayı uğurlandı.
Alayımız, Giresun’dan Trabzon’a gemi ile, oradan da Maçka, Aşkale, Erzurum üzerinden tipi, kar ve eksi 20 derece soğuk altında yürüyerek Tortum’a gitti.

Tek bir amaçları vardı; Sarıkamış ve çevresinde 36 yıldır Rus esareti altında yaşayan kardeşlerini kurtarmak.

Alayımız, Sarıkamış Çevirme harekatını yapacak olan 3.Ordu’ya bağlı, 10. Kolordu’nun 30. Tümeni emrinde görev yaptı. Komutanları binbaşı Reşit Bey’di.

22 Aralıkta verilen emir üzerine, Tortum’dan yürüyerek hareket edip önce Narman’ı, sonra da Oltu’yu diğer kahramanlarla birlikte alıp, Rusları Ardahan yolu üzerinde geri püskürttüler.

Geri çekilen Rus kuvvetlerini 20 km. kadar takip edip, gece süngü hücumu yaptılar. Bu ana kadar süren üç günlük savaş sırasında 3.850. Rus askeri esir aldılar.

Sonra da en zor görevi üstlendiler. Ardahan yolu üzerindeki Akşar (Kosor) boğazına gelince, verilen emir gereğince güneye döndüler. Allahüekber dağlarının kuzey yamacında bulunan Ormanlı köyüne vardıklarında, köylülerin hazırladığı sıcak yemekleri yiyecek takatleri bile kalmamıştı.

Bir günde 26 km. yürümüşler ve 670 m. yükseklikteki Ormanlı köyüne ulaşmışlardı. Alayın yürüyüş kol başında Binbaşı Bahattin Bey vardı.

Bu koşullarda, eksi 20-30 derece soğuk altında, 2 metre karla kaplı Allahüekber Dağlarını gece Saat:3.00’te başlayan öncü yürüyüşler aştılar.

89. Alayların yürüyüş sırasında donarak şehit düşenleri dışında ayakta kalan öncüleri 26 Aralık 1914 günü 14 saatlik yürüyüşten sonra, akşama doğru Saat:17.00’de güneydeki 2170 m. rakımlı Beyköy’e vardılar.

1750 m. rakımlı Ormanlı köyünden hareket etmişler, Allahüekber dağlarını aşmışlar ve 420 m. daha yüksekte bulunan 2120 m. rakımlı Beyköy’e gelmişler ve evcutlarının yarısını kaybetmişlerdi.
Görevleri bitmemişti. Üç saat sonra yine emir geldi: “Selimköy’ü alacaksınız.”

89. Alay’ın kalan askerleri tekrar yola çıktılar. Karahamza köyünde geceleyip, sabahleyin Selim köyüne saldırıp, 250 esir aldılar.

Ve son neferlerine kadar savaştılar.

Ruhları şad olsun. Onları asla unutmayacağız.”KARI KEFEN VE YORGAN ETTİLER

Türkiye Gazetesi Yazarı Rahim Er, insanı insan yapan en mühim ve en vazgeçilmez vasıflardan birinin vefa hissi olduğunu belirterek, "94 sene evvel canlarını bu ülke için, bu bayrak için, bu Kur'an için, bu vatan için vermiş olan 94 bin şehidimiz buralarda yatmaktadır. Karı kefen ettiler, karı yorgan ettiler. Bu şehitleri anmak münasebetiyle buradayız. Onlar ölerek, kanlarını vererek canlarını vererek, bir kısmı gazi olarak bu vatana karşı, değerlerimize karşı vazifelerini ifa ettiler. Bizler de bir nebzecik olsun onları anabilme gayretiyle bugün 3 bin 100 metre yükseklikte bulunan Allah-u Ekber Dağları'na çıkmış bulunuyoruz. Şehitlerimizi burada rahmetle yad ettik. Ruhları şad olsun. Dereceleri yüksek olsun. Gösterilen ilgi fevkalade yüksek. Gerek askeri erkan, gerek sivil erkan, gerekse halk buraya yığıldı. Biz ayrıca Perşembe günü de Çanakkale'deydik. Çanakkale Valimizin daveti üzerine Çanakkale'ye gittik. Orada Vali beyle Çanakkale Şehitliğini gezdik. Hemen ertesi gün de Sarıkamış'a geldik. Bu bizim için hayatımızın en mutlu iki günü olmuş oldu. Sarıkamış'ı görmemiş olanların, Çanakkale'yi görmemiş olanların mutlaka buralara gitmeleri şart diyorum. Çünkü Paris'i Kahire'yi, Tokyo'yu görmeden önce insanlarımıza kendi ülkemizin, kendi memleketimizin, güzel Türkiye'mizin illerini görmelerini, insanlarını tanımalarını, taşını toprağını tanımalarını tavsiye ediyorum. Bundan çok şey kazanacaklar. Bunlar ülke sevgisini arttıracak hem tarih şuurunu besleyecektir" dedi.